Banner

MEVZUAT
AVUKATLIK HUKUKU
MAKALELER
HUKUK HABERLERİ
FAYDALI BİLGİLER
İÇTİHATLAR
DİLEKÇE-FORM
ADLİ REHBER
İNSAN HAKLARI
HUKUK SÖZLÜĞÜ
DAVA TÜRLERİ
HUKUKİ BELGELER
 
Reklam Alanı

Host - Sponsor





   Valide AKKUŞ/Türkiye Davası

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararı


Valide AKKUŞ/Türkiye Davası*


Başvuru no:46854/99


OLAYLAR

1961 doğumlu başvuran Valide Akkuş Kürt kökenli Türk vatandaşı olup İstanbul?da ikamet etmektedir. Başvuran AİHM önünde İstanbul Barosu avukatlarından E. Keskin tarafından temsil edilmektedir.

24 Aralık 1997 tarihinde Gebze Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi?ne bağlı polis memurları başvuranın evine operasyon düzenlemişlerdir.

Daha sonra başvuran Osmangazi Özel Polikliniği?nde görevli doktor Birsen Turan tarafından muayene edilmiştir. Hazırlanan rapora göre 21 Ocak 1998 tarihinde on haftalık hamile olan başvuran düşük yapmıştır.

4 Mart 1998 tarihinde başvuran evine operasyon düzenleyen polisler hakkında Gebze Cumhuriyet Savcılığı?na şikayet dilekçesi vermiştir. Başvuran polislerin kendisini öldürmekle tehdit ettiklerini ve yere yatmaya zorlayıp, hamile olduğunu söylemesine rağmen vurduklarını belirtmiştir. Ardından polisler eşini de yanlarına alarak evden ayrılmışlardır. Dört haftadan az bir süre sonra başvuran bebeğini düşürmüştür.

17 Nisan 1998 tarihinde Gebze Cumhuriyet Savcısı başvuranın ifadesini almış, sözkonusu kişi iddialarını yinelemiştir. Başvuran 24 Aralık 1997 gecesi yaklaşık on polis memurunun yarım saat boyunca evinde arama yaptıklarını, polislere hasta ve hamile olduğunu söylediğini ve polislerden birinin kendisine hakaret edip kötü kadın muamelesi yaptığını belirtmiştir. Başvuran Savcı?nın sorusu üzerine başka bir hakarette bulunulmadığını eklemiştir. Başvuranın eşi polisler tarafından yakalanmıştır. Bu aramadan sonra başvuranda kanamalar başlamıştır. Bir hafta sonra başvuran bir doktora görünmüş ve doktor kendisine kürtaj olması gerektiğini söylemiştir. Bunu kabul etmeyen başvuran daha sonra evinde düşük yapmıştır. Vücudunda düşükten kaynaklanan herhangi bir rahatsızlık bulunmadığını ifade eden başvuran, bir polisin kendisini yere düşürmesinin dışında başka bir darbe almadığını belirtmiştir. Başvuran iki buçuk aylık hamile olduğu halde, polislerin kaba davranışları nedeniyle düşük yaptığını eklemiştir.

22 Nisan 1998 tarihinde Gebze Cumhuriyet Savcılığı başvuranın eşi Mehmet Akkuş?u dinlemiştir. Adıgeçen kişi polislerin kendisini yere yatırdıklarını ve evini aradıklarını, karısını ve çocukları başka bir odaya aldıkları için polislerin eşine vurduğunu görmediğini belirtmiştir.

Belirtilmeyen bir tarihte Gebze Cumhuriyet Savcılığı, başvuranın, eşinin gözaltına alınmasından üzüntü duyması ve sağlık durumunun doktor tarafından izlenmemesi nedeniyle


* Dışişleri Bakanlığı Çok taraflı Siyasî İşler Genel Müdürlüğü tarafından Türkçe?ye çevrilmiş olup, gayrıresmî tercümedir.
düşük yaptığı gerekçesiyle takipsizlik kararı vermiştir. Cumhuriyet Savcılığı bu durumdan güvenlik güçlerinin veya bir başka kişinin sorumlu tutulamayacağını belirtmiştir. Cumhuriyet Savcısı ayrıca 22 Nisan 1998 tarihinde başvuranın eşinin ifadesinin alındığını belirtmiştir. Bu ifadeye göre eve arama yapmaya gelen polisler ?Yere yatın? diye bağırmışlar ve başvuran ile çocukları başka bir odaya almışlardır. Karısının polislere ?Biz ne yaptık? Ne istiyorsunuz?? dediğini duymuştur. Polisler kendisini gözaltına almadan önce yarım saat evde kalmışlardır.

25 Haziran 1998 tarihinde Kartal Ağır Ceza Mahkemesi Cumhuriyet Savcılığı?nın takipsizlik kararını onamıştır. 21 Ağustos 1998?de bu karar başvurana bildirilmiştir.

5 Nisan 2002 tarihinde Özel Osmangazi Polikliniği Müdürü kayıtlarda 21 Ocak 1998 tarihinde Valide Akkuş?a ait bir muayenenin yer almadığını fakat adıgeçen kişinin aynı gün, o dönemde poliklinikte çalışan jinekolog doktor Birsen Turan tarafından muayene edildiğini belirtmiştir.

19 Nisan 2002 tarihinde Pendik Cumhuriyet Savcılığı Dr. Birsen Turan?ın ifadesini dinlemiştir. Adıgeçen kişi başvuranı belirtilen tarihte muayene ettiğini fakat başvuranın aldığı darbelerden dolayı mı düşük yaptığını bilemeyeceğini belirtmiştir.

ŞİKAYETLER

Başvuran AİHS?nin 3. maddesine gönderme yaparak, evine operasyon düzenleyen polis memurları tarafından kendisine kötü muamelede bulunulduğundan şikayetçi olmaktadır: Başvuran hamile olduğunu söylemesine rağmen polisler kendisini yere yatmaya zorlamışlar, vurmuşlar ve ölümle tehdit etmişlerdir. Başvuran maruz kaldığı muamele nedeniyle kısa bir süre sonra düşük yaptığını ileri sürmektedir.

HUKUK AÇISINDAN

Başvuran AİHS?nin 3. maddesine atıfta bulunmaktadır.

Hükümet arama sırasında polislerin başvuranı ve çocukları, babalarının yakalanmalarına tanık olmamaları için ayrı bir odaya aldıklarını belirtmiştir. Hükümet başvuranın polis tarafından itilip kakılmasının şüphesiz, dikkatsizlikten kaynaklanan ve istenmeden yapılan bir hareket olduğunu kabul etmektedir. Başvuranın 17 Nisan 1998 tarihli ifadesine dayanarak Hükümet, sözkonusu kişinin, bir polis memurunun kendisini istemeden incitmesinin dışında herhangi bir şiddet veya darba maruz kalmadığını beyan ettiğini belirtmektedir. Hükümet, başvurusunda ileri sürdüğünün aksine ilgili kişinin ifadesinde polis memurlarının ailesinin fertlerine şiddet uyguladığı ya da kötü muamelede bulunduğundan bahsetmediğini, ayrıca eşinin verdiği ifadenin bunu doğruladığını savunmaktadır.

Hükümet bu durumda kötü muamele iddialarının uygun delil unsurları ile desteklenmediğini ileri sürmektedir. Hükümete göre başvuran hangi tarihte düşük yaptığı konusunda kaçamak cevap vermektedir. Başvuranın sunduğu sağlık raporunda ise tarih, sayı veya imza bulunmamaktadır. Ayrıca sözkonusu raporda gebeliğin sona ermesinin nedeni, yani polis darplarının mı sonucunda meydana geldiği belirtilmemektedir.

Hükümet başvurunun kendilerine iletilmesinden sonra Gebze Cumhuriyet Savcılığı?nın Özel Osmangazi Polikliniği?nden bilgi istediğini ve 5 Nisan 2002 tarihinde verilen cevapta kayıtlarda 21 Ocak 1998 tarihinde Valide Akkuş?a ait bir muayene bilgisinin yer almadığını fakat adıgeçen kişinin o gün poliklinikte çalışan jinekolog doktor Birsen Turan tarafından muayene edildiğinin bildirildiğini belirtilmiştir. Dr. Turan başvuranı iyice muayene ettiğini ve reçetedeki yazının kendisinin olduğunu fakat imzanın kendisine ait olmadığını beyan etmiştir. Doktor ayrıca düşüğün, başvuranın aldığı darbelerden kaynaklanmış veya kaynaklanmamış olabileceği konusunda bir şey söyleyemeyeceğini eklemiştir. Hükümet vekaletnamenin düzenlendiği 16 Şubat 1998 tarihine gönderme yaparak, bir düşük meydana gelmiş ise bunun iki ay sonra bile tespit edilebileceğini savunmakta ve başvuranın bu yönde hiçbir adım atmadığını ileri sürmektedir.

AİHM AİHS?nin 3. maddesine aykırı olan kötü muamele iddialarının uygun delil unsurları ile desteklenmesi gerektiğini hatırlatır (bkz., Klaas-Almanya, 22 Eylül 1993, A serisi no: 269, ss.17-18, §30). AİHM iddia edilen olayların tespiti için ?her türlü makul şüphenin ötesinde? kriterinden yararlanmaktadır; bu türden bir delil yeteri kadar ciddi, açık ve birbiriyle uyumlu bir dizi emareden ya da çürütülemeyecek karinelerden oluşabilir (İrlanda-Birleşik Krallık, 18 Ocak 1978, A serisi 25, ss.64-65, § 161 in fine, ve Labita-İtalya [GC], no: 26772/95, §§ 121 ve 152, CEDH 2000-IV).

Mevcut davada AİHM, başvuranın hamile olduğu halde, 24 Aralık 1997 tarihinde polisler tarafından evine düzenlenen operasyon sırasında, AİHS?nin 3. maddesine aykırı olan kötü muamelelere maruz kaldığını iddia ettiğini ortaya koymaktadır.

AİHM başvuranın 4 Mart 1998 tarihli şikayetinde yer alan beyanların dışında, iddiaların desteklenmesi için başvuran tarafından sunulan tek unsurun, Özel Osmangazi Tıp Merkezi?nde görevli bir doktor tarafından, belirtilmeyen bir tarihte düzenlenen bir rapor olduğunu; bu raporda da sadece, 21 Ocak 1998 tarihinde on haftalık hamile olan başvuranın düşük yaptığının belirtildiğini, kötü muameleden kaynaklanan rahatsızlık konusunda ise hiçbir bilginin yer almadığını saptamıştır. Dosyada yer alan unsurlardan, olaylar esansında orada bulunan başvuranın kocasının, eşinin iddialarını desteklemediği ortaya çıkmaktadır. Dahası, başvuranı muayene eden doktor sağlık raporunun gerçekliğini kabul etmeyerek sözkonusu raporu şüpheye düşürmektedir. Nitekim tek başına bu sağlık raporu, AİHM tarafından, başvuranın maruz kaldığını iddia ettiği kötü muamelelerin düşük yapmasına kaynaklık ettiği ya da düşüğe yol açtığı, ya da başvuranın AİHS?nin 3. maddesine aykırı olarak kötü muameleye maruz kaldığının tespit edilmesine veya bu sonucuna varılmasına hatta bunun gösterilmesine elvermemektedir.

Sonuç olarak AİHM, AİHS?nin 3. maddesine aykırı olarak başvuranın kötü muameleye maruz kalmış olabileceği yönünde makul bir şüphe doğuracak unsurların varolduğu sonucuna götürebilecek, ikna edici herhangi bir veriden yoksundur.

Dolayısıyla sözkonusu şikayetin AİHS?nin 35§§3. ve 4. maddesine uygun olarak açıkça dayanaktan yoksun olduğu gerekçesiyle reddedilmesi uygun görülmüştür.

Bu gerekçelerle, AİHM, oybirliğiyle,

Başvuruyu kabuledilemez bulmuştur.


 

SIK SORULANLAR
BİLGİ EDİNME
TÜKETİCİ KÖŞESİ
ÜCRETSİZ AVUKATLIK
HUKUK EĞİTİMİ
 
Üyelik işlemleri
 
K.Adı
Parola
            
      Şifremi Unuttum
      Üye Ol
Hukuk Arama Motoru
Hukuk Anketi
Reklam Alanı







Zirve100