Banner

MEVZUAT
AVUKATLIK HUKUKU
MAKALELER
HUKUK HABERLERİ
FAYDALI BİLGİLER
İÇTİHATLAR
DİLEKÇE-FORM
ADLİ REHBER
İNSAN HAKLARI
HUKUK SÖZLÜĞÜ
DAVA TÜRLERİ
HUKUKİ BELGELER
 
Reklam Alanı

Host - Sponsor





TAŞKIN SULARA VE SU BASKINLARINA KARŞI KORUNMA KANUNU

    TAŞKIN SULARA VE SU BASKINLARINA KARŞI KORUNMA KANUNU

    Kanun Numarası: 4373

    Kabul Tarihi: 14/01/1943

    Yayımlandığı Resmi Gazete Tarihi: 21/01/1943

    Yayımlandığı Resmi Gazete Sayısı: 5310

    Madde 1 - Yüksek seviye gösteren umumi ve hususi, kapalı veya akarsuların taşmasiyle su altında kalan veya su baskınlarına uğrayabilecek olan sahaların sınırları Nafıa Vekaletinin teklifi üzerine İcra Vekilleri Heyetinin kararı ile tesbit ve ilan edilir.

    Madde 2 - Birinci madde hükümlerine göre tesbit ve ilan edilen sahaların sınırları içinde suların akmasına engel olan bina, tesisler, fidan, ağaç, set, savak gibi manialarla değirmen ve sulama arkları hakkında aşağıdaki hükümler tatbik olunur:

    a) Bina ve tesisler hakkında istimlak hükümlerine göre muamele yapılır. Bu bina ve tesislerin arsaları ve bitişik arazileri sahiplerinin faydalanabilecekleri durumda ise, bunların kıymetleri istimlak bedelinden indirilir ve arsa veya arazi sahiplerine terkedilir.

    b) Fidan, ağaç ve asmalıklarla esaslı bent ve savaklar belediye sınırı içinde ise belediye encümeninin, bu sınır dışında ise vilayet daimi encümeninin seçeceği üç vukuf ehli tarafından kıymetleri takdir edilerek, bedelleri sahiplerine peşinen ödendikten sonra kaldırılır veya yıkılır. Bunların takdir olunan kıymetleri için tebliğ tarihinden itibaren beş gün zarfında ilgililerce vilayet idare heyetlerine itiraz edilebilir. Vilayet idare heyetlerinin nihayet bir ay içinde karar vermeleri lazımdır. Bu kararlar icrayı durdurmaz. Ancak bu fıkra hükmü dairesinde kaldırılacak veya yıkılacak olan fidan, ağaç ve asmalıklarla bent ve savakların kısmen veya tamamen başka yerlere nakli için sahiplerince alakalı makamlara yazı ile vukubulacak müracaatlar üzerine lüzumlu ve mümkün mühletler verilir. Bu hallerde takdir edilmiş olan bedellerden nakledilen kısımlara

    isabet eden miktarlar indirilir. Kaldırılan fidan, ağaç ve asmalıkların arazisi sahiplerince hiç bir surette kullanılmıyacak hale girmiş bulunursa, bunlar da (a) fıkrası hükümlerine göre istimlak olunur.

    c) Yukarıki fıkralara göre takdir edilecek bedeller Nafıa Vekilliğince ödenir. Ancak Devlet ve belediyeye ve hususi idarelerle köy hükmi şahıslarına (veya Vakıflar İdaresine) ait olan bina, tesisler, fidan, ağaç ve asmalıklarla diğer manialar için hiç bir tazminat verilmez.

    d) Adi bent ve setlerle çit dolma ve toprak birikintisi gibi manialar da hiç bir tazminat verilmeksizin kaldırılır.

    e) Baskın sahalarının dışındaki değirmenlere, sınai tesisleri veya ekim sahalarına giden ve su baskın sahasından geçen ark ve kanallardan zararlı olanların fenni icaplara uygun olarak düzeltilmeleri için sahiplerine kafi bir mühlet verilir. Bu müddetin sonunda düzeltilmedikleri takdirde yukarıdaki hükümler tatbik olunur.

    Madde 3 - Birinci madde hükümleri dairesinde tesbit ve ilan edilmiş olan sınırlar içinde tesisat, inşaat veya tadilat yapmak, fidan veya ağaç dikmek yasaktır. Müsaade verilmesi, Su İşleri Müdürünün, bulunmıyan yerlerde Nafıa Müdürünün fenni mahzur olmadığı hakkında rapor vermiş olmasına bağlıdır.

    Birinci fıkra hükmüne muhalif olarak izin istihsal edilmeden yapılan ve suyun akmasına veya su seviyesinin yükselmesine tesiri olan tesisat, inşaat veya tadilat, dikilen fidan veya ağaçlar mahalli Su İşleri Müdürünün, yoksa Nafıa Müdürünün teklifi üzerine valinin karariyle yıktırılır veya kaldırılır ve bu hususta yapılan masraflar sahiplerinden alınır.

    Madde 4 - Daimi bakıma tabi olsun olmasın kenar ve setlerin taşkın sularla yıkılma tehlikesine veya halkın su afetine maruz bulunduğunu görenler, bunu derhal mahallin Su İşleri, Nafıa Müdür ve teşkilatına veya en yakın muhtarlara, jandarma dairelerine veyahut mülkiye amirlerine haber vermeğe mecburdurlar.

    Bu mecburiyet, suların kabarma ve taşması mevsimlerinde halka ilan edilir.

    Madde 5 - Tehlikenin aşağı mıntakalara sırayeti ihtimali varsa keyfiyet o mıntakalara da en seri vasıtalarla ihbar olunur.

    Madde 6 - Taşkın sularla kenar ve setlerin yıkılma ve yarılma tehlikesine maruz bulunması veya yakın arazinin su baskınına uğraması gibi hallerde, hadisenin vukubulduğu mahallin en büyük mülkiye memurunun emriyle tehlike ile karşılaşan köy ve kasabaların 18 yaşını bitirip 50 yaşını doldurmamış bulunan erkekleri, ellerinde bulunan ve yıkıntıları düzeltmeğe yarayacak her türlü alat, edevat ve malzeme ve vasıtalarla tehlike yerine yardıma koşmağa ve gösterilen işlerde çalışmağa mecburdurlar.

    Köylünün temin edemiyeceği anlaşılan lüzumlu vasıtaları Nafıa Vekilliği önceden kafi miktarlarda ve taşkın sahalarında bulundurur.

    Tehlike ile karşılaşan veya tehlikeye uğrayan mahaller halkı ile bu afetin önlenemiyeceği anlaşıldığı takdirde, tehlike mıntakası dışında kalan komşu köy ve kasabalar halkı da birinci fıkra hükümleri dairesinde yardıma çağırılırlar. Bunlar da gösterilen işlerde çalışmağa mecburdurlar.

    Mülki idare mıntakası ayrı dahi olsa komşu köy ve kasaba halkı tehlikeye maruz mahallin en büyük mülkiye memurunun bu yoldaki emirlerini yerine getirmekle mükelleftir. Şu kadar ki bu komşu köy ve kasabaların bağlı bulunduğu vilayet veya kazaya derhal malümat verilir ve yardım istenilir.

    Yardıma giden komşu köy ve kasabalar halkı da ellerinde bulunan alat ve malzeme ve vasıtaları, ameliyatı idare edenlerin emrine vermeğe mecburdurlar.

    Vali ve kaymakamlarla nahiye müdürleri ve köy muhtarları ve civardaki askeri ve jandarma, gümrük muhafaza ve orman koruma kıta komutanları mafevklerinden emir beklemeksizin tehlike ile karşılaşan yerlere yardımcı göndermek ve icabında bizzat tehlike yerine gitmekle mükelleftirler.

    Madde 7 - Altıncı maddede yazılı mükelleflerin önceden köy ve belediyelerce ikişer nüsha defterleri tanzim ve taşkın sahasının tabi olduğu vilayet makamınca tasdik olunarak birer nüshası köy muhtarlarına, belediye reislerine ve birer nüshası da mahallin en büyük mülkiye memuruna tevdi edilir. Lüzumu halinde mükellefler bu defterler mucbince işe davet ve sevkolunurlar.

    Madde 8 - Tehlike büyük ve geniş görünürse koruma işlerini idare eden amir, gerek o mahalde ve gerek o civarda bulunan askeri ve mülki veya hususi, tahlis işlerinde faydalı teşekkül ve vasıtalardan yardım istemeğe ve bu hususta kendisine müracaat olunan her makam da derhal yardım etmeğe mecburdur.

    Madde 9 - Yukarıki maddelerde yazılı koruma işlerinde çalışanların beraberlerinde getirdikleri veya ameliyatı idare edenlerin emrine verdikleri alat ve edevat ve malzeme ve vasıtalardan kırılan veya kaybolanların bedelleri Hükümetçe sahiplerine ödenir.

    Madde 10 - Taşkın tehlikesine maruz bulunan yerlere geleceklerin muayyen tarifeli vasıtalarla hareket etmeleri takdirinde, nakliye ücretleri Hükümetçe ödeneceği gibi müstacel hallerde salahiyetli memurların gösterecekleri lüzum üzerine bunlar kamyon, araba gibi diğer vasıtalarla gönderilir. Bunların nakliye ücretleri de Hükümetçe ödenir. Bu işlerde çalıştırılanlara bu mesailerine mukabil ücret verilmez. Yalnız çalıştıkları müddetçe kendilerine parasız ekmek ve katık temin edilir.

    Madde 11 - Bu işlerde çalıştırılırken sakatlananların sakatlık derecelerine göre kendilerine ve ölenlerin ailelerine polis ve jandarma efradı için tatbik edilen esaslar dairesinde tazminat verilir. Yaralananlar veya sakatlananlar en yakın hastanelere sevkedilir. Bütün hastaneler bu yaralı ve sakatları hemen kabul ve tedaviye mecburdurlar. Devlet ve amme müessesesi hastanelerinde bunlar parasız tedavi ettirilirler. Hususi hastanelerde yapılan tedavi bedelleri Hükümetçe ödenir.

    Madde 12 - Taşkınlar için çekilen tel yazılarını ve telefon muhaberatını posta, telgraf ve telefon merkezleri ve demiryol istasyonları parasız ve acele olarak kabul etmeğe ve tel yazıyı alan memurlar da hemen mahalline göndermeğe mecburdurlar.

    Madde 13 - Mahalli Hükümetin veya Su İşleri veya Nafıa Müdürlüğü memurlarının sevk kağıtları üzerine taşkınları önlemeğe gidecek olanları Devlet Demiryolları istasyon memurları asker tarifesiyle ve mahsubu bilahara yapılmak üzere hadise mahalline veya civarına indirmek şartiyle yolcu veya marşandiz katarları ile göndermeğe mecburdurlar.

    Madde 14 - Bu kanunun muhtelif maddelerinde yapılacağı ve ödeneceği tasrih edilen masraflar Nafıa Vekaleti bütçesinden ödenir.

    Madde 15 - 6 ncı maddeye göre taşkınları önlemek, yangın ve yıkıntıları kapamak üzere salahiyetli memurlar tarafından hadise mahalline gitmeleri emrolunanları, hastalık veya diğer makbul bir sebep olmadıkça iş başına cebren sevketmeğe mahallin en büyük mülkiye memuru mezundur. Bu husustaki emirleri zabıta kuvvetleri derhal ifaya mecburdurlar.

    (Değişik fıkra: 23/01/2008-5728 S.K./113.mad) Davet anında köy ve kasabalarında bulunup da sıhhi vaziyetleri müsait olduğu hâlde ve başkaca makbul bir sebep olmaksızın bu davete icabet etmeyenler ile gidip çalışmayanlar, kaymakam veya valinin kararıyla Kabahatler Kanununun 32 nci maddesi uyarınca cezalandırılır.

    (Değişik fıkra: 23/01/2008-5728 S.K./113.mad) 6 ncı maddede yazılı memurlardan hadise mahalline yardımcı göndermeyenlerle bu Kanunun hükümlerini tatbikte ihmali görülenler Türk Ceza Kanununun 257 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre cezalandırılır.

    Madde 16 - Bu kanunun hükümlerinin tatbikına ait esaslar alakalı vekaletlerce müştereken tesbit olunur.

    Madde 17 - Bu kanun neşri tarihinden mer'idir.

    Madde 18 - Bu kanunun hükümlerini icraya İcra Vekilleri Heyeti memurdur.

   

SIK SORULANLAR
BİLGİ EDİNME
TÜKETİCİ KÖŞESİ
ÜCRETSİZ AVUKATLIK
HUKUK EĞİTİMİ
 
Üyelik işlemleri
 
K.Adı
Parola
            
      Şifremi Unuttum
      Üye Ol
Hukuk Arama Motoru
Hukuk Anketi
Reklam Alanı







Zirve100