1.Özellikle 'taraflarca hazırlama ilkesi'nin geçerli olduğu medeni yargılama hukuku konularında, somut olay üzerinde derinleşen bir bilimsel incelemenin avukat marifetiyle dosyaya sunulmasnda ne sakınca bulunabilir?
2. MK.m.1/III gereği, hukuki uyuşmazlıkları çözen hakimin bilimsel görüşlerden (ilmi içtihatlar) yararlanması ona bir görev olarak yüklendiği halde, hukuki mütalaadan yaralanmasına neden karşı çıkılsın?
3. Avukatlarca dava konusu somut olaya ilişkin hukuki değerlendirmeler, yargılama yetkisine bir müdahale sayılmıyor da, bilimsel bir değerlendirme içeren hukuki müdahale neden bir 'telkin' ve 'tavsiye' hatta 'müdahale' sayılıyor? Yani, hukuki mütalaanın altındaki imza kaldırılıp davanın avukatı tarafından imzalanan bir görüş müdahala olmaktan çıkmış olur mu?
4. Özellikle karşı tarafın, varlığına veya içeriğine itiraz etmediği hatta kısmen veya tamamen kabul ettiği bir hukuki mütalaaya, hakimin hangi gerekçe ile karşı çıkması sözkonusu olabilir?
5. Bilirkişi raporları da hukuki mütalaalar da, hakimi bağlayıcı olmadığına ve duruşma süreci içinde kıyasıya eleştirilebileceğine hatta aksine bir başka mütalaa ile çürütülebileceğine göre, dava konusu olayı bilimsel açıdan inceleyen bir görüşün dava dosyası içinde bulunmasının ne zararı bulunabilir?
6. 'Yaşayan' somut bir örnek olarak, emekli ticaret hukuku profesörlerinden Ö. Teoman'ın 9 cilt halinde yayımlanmış hukuki mütalaarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
|