|
İstanbul Barosu UYAP'a son derece eleştirisel bir yaklaşımda bulunmuştur.
Baro Balkanı Av.Kazım KOLCUOĞLU'nun açıklaması aşağıdaki gibidir.
UYAP'ın beklenen hedeflere ulaşamaktan uzak olduğunu belirten Başkan Kolcuoğlu, 'UYAP (Ulusal Yargı Ağı Projesi), artık avukatlar için tam bir AYIP (Avukatlara Yargıda Istırap Projesi) olmuştur.' dedi.
Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) adıyla ülkemizdeki tüm yargı yerlerinde uygulanmasına başlanan yeni düzenleme, ilk anlatımları itibariyle gelişen teknolojiye ayak uydurmanın gereği olarak algılandı. Gerçekten de, yıllardan bu yana öykündüğümüz batı uygulamalarında, dosya içeriğinin izlenmesi, dosyaya evrak ibrazı gibi avukata özgü işlerin, masa başında bir tuşla gerçekleştirilmesinin olası bulunması, bizi de kıskandıran gelişmeler olarak anlatılmaktaydı.
Daha da önemlisi, teknolojik gelişim sürecinin aldığı boyut karşısında, böylesine ileri iddialar taşıyan projelere karşı çıkmak da, ?çağı anlamamak? olarak nitelendiriliyordu.
Uygulamanın başlamasını izleyen günlerden itibaren özellikle taşrada projenin - görece - başarısından söz edilmekte olması, o ana kadar biriken umutların haklı bir kökeni olduğunu anlatmaktaydı. Sıra büyük kentlere geldiğinde, Ankara ve İzmir ?de de, bir ölçünün ötesine geçmeyen yakınmaların alındığını, buna rağmen sistemin işlerliğinin sağlanabildiğini anlatıyordu.
Olayın ?uzaktan denetim? boyutu hiç tartışılmamıştı. Böyle bir sistemin Bakanlık bünyesinde faaliyet göstermesi hiç yadırganmamıştı. Herkes biliyordu ki, ülkemizde bağımsız olmayan bir yargı vardı. Şimdi o yargı, Adalet Bakanlığı tarafından tek tuşla gözlenebilecekti. Yargıç ve Savcıya tek sicil veren ve onu ?memuru? gibi gören bir anlayış, bu teknolojinin (!) doğal sonucu olarak kabul edilecekti. Yürütme (Adalet Bakanlığı), yargıyı gözleyecek ve yargısı gözlenen yargıç, kaygıyla yargılayacaktı. Yoksa amaç tam da bu muydu?
Ya da amaç ?adalete erişimin? engellenmesi miydi? Bütün dünyada adalete erişim kolaylaştırılırken, bu uğurda onlarca yeni anlayış geliştirilirken, şimdi avukatın bile erişimini sağlamakta güçlük çektiği bir olgunun yurttaş açısından doğuracağı sonucu tahmin etmek hiç de güç değildi.
Bu kuşkularımızı paylaşıp anlattıkça, teknoloji şampiyonlarına çarptık.
Her şey, UYAP?ın İstanbul?da uygulanması ile başladı. İstanbul uygulamasının başlaması; o tarihe kadar 25.000 avukatı kapsayan sisteme şimdi bir o kadar daha avukatın girmesi anlamını taşıyordu.
Önce icra dairelerinde yakınmalar başladı. Meslektaşlarımızın ?avukatlıklarını yeniden kanıtlamalarına? varan bir garip düzenlemenin giderilmesi için ?olağanüstü bir zaman dilimi? gereksindirmekte olması, UYAP?ın ?sabır taşına? dönüşmesine yol açtı.
Daha o ilk aşamada, Bakanlık Yetkilileri ve Bilgi İşlem Servisi ile iletişim içinde olduk. Baro Bilgi İşlem Servisi ile ortak çalışma önererek sorunun çözümüne yönelmeyi amaçladık. Ankara?da yapılan onlarca toplantıda, sistemin aksayan yönlerine bizim müdahalemize olanak verilmesi halinde, avukatlara özgü sorunları giderebileceğimizi anlatmaya çalıştık. Özünde, sorun, önce sertifikaların hazır olmamasından, daha sonra da sisteme avukatların bilgilerinin sağlıklı girilmemiş olmasından kaynaklanmaktaydı. Bu bilgilerin bizim tarafımızca girilmesine izin verilmesi halinde, sorunun bu ilk ayağının aşılabileceğini anlattık. Baronun Bilgi İşlem Servisinin sadece bu yakınma ile kilitlenmiş bulunduğunu anlatarak, onlara yardım teklif ettik. Bu basit işlem için bile, aylarca oyalandık. Önce kabul edilen teklifimiz daha sonra, çeşitli güçlükler çıkarılan bir serüvene dönüştürüldü.
Avukat, elinde takip dosyası ile adliyeye gittiğinde, orada önce kendisini sitemin tanıması gerektiği için, icra işlemini gerçekleştirememekte idi. Barosundan yardım talep eden avukatın UYAP veritabanına tanıtılması için bilgileri Bakanlığa iletilmekte, onların sisteme girmesi halinde işlemler başlayabilmekte idi. Çoğu kez bu bilgilerin eksik veya yanlış girilmekte olduğuna tanık olduk.
Keşke sorun icra daireleri ile sınırlı olsaydı? Adliyeleri çok büyük ölçüde sisteme bağlamış olmaları nedeniyle yapılan her türlü işlem, ciddi bir ıstırap olmaya dönüşmekteydi. Zaten zamanlarını büyük ölçüde ?bekleme? ile harcayan avukatlar, bütün bu ıstırap yetmezmiş gibi şimdi de UYAP adı altında bir karabasana dönüşen gerçeklikle yüzleşmekteydi. Bu yetmiyormuş gibi, son güne kalan işlerin, sistemden kaynaklanan nedenlerle yapılamaması, hak kayıplarına neden olmaktaydı.
Dava açmak UYAP öncesinde topu topu 5 dakikanızı almakta idi. Şimdi 5 saatte bile açılamayan davalardan söz ediliyordu. Bunun adı da ?teknolojik devrim?di. Olmayan kuyrukları olduran, duruşmayı ortasında durduran, karar yazılmasını işkenceye dönüştüren bir büyük teknolojik devrim !?
Bu haliyle UYAP (Ulusal Yargı Ağı Projesi), artık avukatlar için tam bir AYIP (Avukatlara Yargıda Istırap Projesi) olmuştu.
Sorunu, bir yandan bilgisayar tekniği açısından irdeleyen, bir yandan da avukatların karşılaştıkları sorunlar bağlamında değerlendiren bir rapor düzenleyerek, doğrudan Adalet Bakanına ilettik. Yukarıdan bu yana saydığımız sorunlarla birlikte alt yapıya ilişkin önemli eksiklikler bulunduğunu tesbit ederek, bunları çözüm yolları ile birlikte açıklayan raporumuza ?makul bir süre? sonuç bekledik.
Şimdi sabrımızın test edildiği bir aşamada bulunduğumuzu düşünüyorum.
Raporumuzda da vurguladığımız gibi;
Bu sistem, İsrail dışında gelişmiş batı örneği değildir. Sisteme dahil olmak istemeyeni ?mağdur? eden ve ?zorunluluk? ifade eden bir uygulama kabul edilemez. Sistem uygulanacak ise, Adalet Bakanlığı bünyesinden çıkarılmalı ve bağımsız (ya da özerk) bir IT Kuruluşuna devredilmeli ve bu kuruluşun her türlü denetimi HSYK tarafından yapılmalıdır. Aksi taktirde, bağımsız olması yaşamsal önem taşıyan yargının, Bakanlık tarafından ?gözetlenmesi? iddiaları hiç bitmeyecek, hiçbir zaman böyle bir gözetim gerçekleşmese bile, bunun olası bulunmasına ilişkin kuşku, yargı üzerinde bir gölge olarak kalacaktır. Sistem isteğe bağlı çalışmalı, adalete erişimi engelleyen her türlü güçlükten ve özellikle de zorunlu uygulamadan arındırılmalıdır. Yukarıdaki çekinceleri içerse bile, bu sistemin en az 2 yıllık bir deneme süresine gereksinimi vardır. Bu sistemi kullanmak istemeyenler için olanakların oluşturulması ve bir geçiş dönemi öngörülmelidir. Bu iki yıl içinde, sistemin adliyelerdeki yetersiz alt yapıları baştan sona elden geçirilmelidir. Adliye personeli eğitilmelidir. UYAP?ın tek merkezli çalışması nedeniyle, merkeze erişim yavaşlamakta ve kilitlenmektedir. Bu nedenle, sistem altyapısı güçlendirilmeli ve sunucu sayısı arttırılmalıdır. E- Takip sistemi kullanımı güçlükler içeren bir yazılım özelliğindedir. Özellikle arayüz ve işlevsellik açısından kullanışsızdır. Bu sistemin karmaşıklığı, daha basit olan programların piyasaya girmesine neden olmuştur. Avukat Bilgi Sistemi son derece kullanışsızdır.
Buna benzer pek çok teknik yetmezlikten söz edilmesi olasıdır. Nitekim Bakanlığa gönderdiğimiz Raporda, 40 maddede bu yetmezlikleri özetledik. Yaptığımız görüşmelerde, bu yakınmalarımızın haklılığı dile getirilse de çözüm aşamasına gelinememesi ve AYIP?ın devam ettirilmesi, bizi yeniden düşünmeye yöneltmektedir.
Yeniden düşünmek, artık ?eylem? demektir.
Av. Kazım KOLCUOĞLU İstanbul Barosu Başkanı
|